Pal Sokağı Çocukları
Ferenc Molnar
Çeviri: Zeyyat Selimoğlu
Resimleyen: Leonia Janecka
Can Yayınları
9 yaş ve üstü
|
Hüseyin Ozan Uyumlu
Siz
ki, güzelim mavi göğün altında yaşamaya, sonsuz uzaklıklara alışkınsınız. Siz
ki, koca apartman blokları arasında yaşamak zorunda değilsiniz.
Nasıl da hoyratça gelip
geçti çocukluğumuz… Alışılmamış saatlerde sokakta olmak, hava kararınca bile
girmemek içeri, nasıl da çabucak geçti? Kurduğumuz oyunlarda kendimizi paralar,
canhıraş çabalardık. Sokak çocuğu muyduk? Evet, sokak çocuğuyduk. Misket, gazoz
kapağı oynayan, tornet kayan, yol ortasında tek kale maç yapan sokak
çocuklarıydık. Çiftliklerin, bağların yamaçlarında dünya dertlerinden azade
koşardık. Peki, şimdi dallarına tırmanacağımız bir ağaç kaldı mı? Oyun
oynadığımız alanlar “rezidans” olmadı mı? Büyük kent çocuğu için boş bir arsa
ne demektir peki? İşte romanın sorusu bu. Şu avuç içi büyüklüğünde, verimsiz ve
yamru yumru toprak, iki yapının arasında soluksuz kalmış şu sıkışık düzlük,
sonsuzluk ve özgürlüğün simgesi: Arsa…
Sokakların arasında geniş
bir oyun alanı olan bu Arsa, ona sahip olan Pal Sokağı çocukları ile onu ele
geçirmeye çalışan Kızıl Gömleklileri karşı karşıya getirir. Pal Sokağı
çocukları’nın kalesi olan Arsa’ya, bayrak bile çekiliyor. Kızıl Gömlekliler için de çok cazip bir yer bu
Arsa ve zorlu bir mücadele bekliyor her iki tarafı. General Boka, Islıkçı
Çonakoş, Afilli Çele, Gereb, Kolnay,
Vays, Barabas, Lejik ve Çiroz Erno Nemeçek... Yani yağlı kasketleriyle Arsa Çocukları…
Karşılarında Botanik Bahçesi’nin Kızıl Gömleklileri: Ferenç Atş, Pastor Kardeşler,
Sebeniç, Vendaver ve diğerleri… Aslında
hepsi de iyi, iyi çocuklar, bakmayın birbirleriyle alıp veremediklerine. Kolay değil hayati bir çatışmanın içinde olmak. Mücadele toprak kavgası, hatta yurt kavgası… Arsanın geleceği çok önemli. Çünkü bir oyun
yeri gerekli onlara… İşte o kadar… Gerisi cesaret meselesi, korkak olan kaybeder…
Gelsin o zaman Kızıl Gömlekliler Pal sokağının üstüne, açılsın kapılar,
başlasın hengâme…