Çocuk Kitaplığı

Çocuk Kitaplığı

26 Mart 2014 Çarşamba

Gerçeklerden Hikayelere Kaçış


Hikaye Ormanı
Angela Nanetti
Doğan Kardeş
2014
5-10 yaş


Özgül Kılınç

Deli saçması söylemlerle dört yanımız sarılmışken biz hikayelere sarılalım. Umutlu, aydınlık günlerin hikayelerini paylaşalım.

''Hikaye Ormanı'' Agata adında küçük bir kızın dünyasına bakmamızı isteyen bir kitap. Bakmamızı istiyor çünkü o dünyada, Agata'nın hayallerinin ardında, annesinin gördüğü şiddetin gölgesi var.  Agata annesinin üzülmesine, incinmesine dayanamıyor ve bitpazarından satın aldıkları tilki kürkünü kendine arkadaş belliyor. Onunla paylaşıyor dünyasını. Agata'nın gözünde kendi dünyasındaki kara adamın aslında pek çok rengi var; mavi, kırmızı gibi. Çocuğun dünyasında farklı ruh hallerinin yansımasını bu renklerle görüyoruz.

Tilki ona kendi dünyasında da ''Kara Adam''ların olduğunu, kendisini ve ormandaki arkadaşlarını öldürenlerin de birer kara adam olduklarını bakın nasıl anlatıyor:

Papağanı diriltmek: Şiddet yanlısı değiliz ama okkalı tokadı iyi biliriz!




Papağanın Diriliş Öyküsü
Eduardo Galeano
Resimleyen: Antonio Santos

Nesin Yayınevi

10 yaş +

Evrim Gökçe

Bizse çocuklarımızın mutlu büyümesini isteyenler ve Chavez’i çok seven, çok özleyenleriz. Çocuklarımıza şiddeti değil, ama haklı tokatların gereklerini incelikleriyle anlatabilmek isteriz. Galeano’nun tanıttığımız kitabını armağan edebilirdik “kötülere”. Ama tokadımızın “diplomatik” olması bu kadar hüzünden sonra bize yetmez. 

Yemyeşil bir papağan, günlerden bir gün, sıcak bir çorbanın başında beklerken, merakından kazanın içine düşer. Evet, bir çorbanın içinde boğulmak kulağa hoş gelmiyor olabilir ama merakların sonsuzluğu aslında çok faydalı değil midir? Merak etmeseydik nasıl öğrenebilirdik ki…

 Merak gibi haklı bir nedenle kazanın içine düşen papağanın ardından, arkadaşı küçük kız çok ağlar. Öyle çok ağlar ki onu teselli etmek isteyen bir portakal kendiliğinden kabuğundan sıyrılıverir, kazanın altında yanan ateşcağız kendini kötü hissedip söner.

Papağana herkes, her şey çok üzülür, tüm iyiler çok içlenir. Duvardaki taş düşer, taşa yaslanan ağaç yapraklarını döker.

Bir rüzgar gelip her zamanki tafrasıyla esmek istediğinde, hüzünden dökülen yaprakları görür, rüzgarın da içi kıyılır, pencereye doğru savurur kendini, gökyüzüne doğru eser, göğe bulaştırır hüznünü.

12 Mart 2014 Çarşamba

Yeryüzünün tüm renklerini içinde barındıran çok dilli bir öykü: Dorilenya



Dorilenya Vula MastoriÇeviri: Seda KostikKuraldışı Çocuk Yayınları, 20145+ yaş



Özlem Koç
Siz de zaman zaman kimsenin sizi anlamadığı hissine kapılıyor musunuz? Ya da daha tuhafı evcil hayvanlarınızla, çatıdaki martılarla hatta çiçeklerinizle konuşurken buluyor musunuz kendinizi? Belki de siz de henüz insan dilini tamamen çözememiş ancak dünyanın diğer dillerini bebekliğinizden kalma bir yetenekle hatırlıyor olabilirsiniz. Tıpkı Dorilenya gibi...
Dorilenya doğar doğmaz konuşmaya başlayan bir kız çocuğu. Ancak insan diliyle değil, insan dili dışındaki tüm dünya dilleriyle. Önce gizlice beşiğine giren kedisi Ririka, ardından balkona gelen güvercinler, kediler, kuşlar, kelebekler... Dorilenya hepsiyle konuşabiliyor, söylediklerini anlıyordu. Sadece insan dilini konuşmuyordu, çünkü kedisi Ririka ona, insan dilini konuşmaya başladığında diğer tüm dünya dillerini unutacağını söylemişti. Dorilenya da uzun süre direndi, insan dilinde konuşmadı. Hatta bu artık aile büyükleri için o kadar endişe verici bir hal aldı ki; bir sorun olabileceğini düşünüp Dorilenya’yı doktora bile götürdüler. Ta ki dördüncü yaş gününe kadar.
Buraya kadar çok dilli öyküden biraz bahsettik ama öykü o kadar sürükleyici ki, daha fazla ipucu vermeye gönlümüz razı olmadı. Ama yine de söylemeden geçmeyelim, özellikle  arkadaşı Dorilenya’yı koruyacağım diye kuş kovalayamaz, fare yakalayamaz duruma düşen ve şapşal kedi yaftası yapıştırılan sevimli kedi Ririka başlı başına bir neşe kaynağı.

Bu çocuk neden şikâyet ediyordu ki o zaman?


Yazar : Alfredo Gómez Cerdá
Resimleyen : Javier Zabala
Çeviren : Saliha Nilüfer
İletişim Yayınları
2013 / 1. Basım
10+ yaş

Neslihan Şen

Bütün hikaye Miguel’in 19. yüzyılda yaşamış ABD’li şair Walt Withman’ın şu dizelerini duymasıyla başlıyor: “Her gün dışarı çıkan bir çocuk vardı; ve baktığı ilk şeyde; dönüşüverdi o nesneye”.


Çocukların hayatın zorluklarıyla tanışması veyahut ne zaman tanışacağı konusu hep tartışılagelmiştir. Elbette şanslı doğmuş ve zaten o zor hayatı sürmek zorunda değilse… Çocuk yazınının kendisi de bu tartışmadan payını alır.

Miguel, bu tartışmada tarafını çok net ve hem de doğal bir şekilde erkenden tanıştırmada tutuyor. Hatta kitabın en belirgin özelliklerinden birisinin bu olduğunu söylemek yanlış olmaz. En az bunun kadar önemli bir diğer konu ise, çok yazık ki çocuklar için yazılan kitaplarda sıklıkla rastladığımız “çocuk aklını küçümseme” konusu bu kitabın çok uzağında kalmış. Elimizde çocuk ve yetişkinlerin edebi haz alabilecekleri bir eser var. İspanyol yazar Alfredo Gómez Cerdá, kurgusu, dili ve gerçekten anlatmak istediği bir şeyler olan, üstelik heyecanla sonraki sayfası çevrilip, bir çırpıda okunacak bir kitap kaleme almış.

5 Mart 2014 Çarşamba

Kim Korkar Hain Felsefeden?


                                   
Brigitte Labbe
Günışığı Kitaplığı
8-12 yaş


Ezgi Karataş

Meraklandığında “cıss”  diye engellenen,  soru sorduğunda “karışma bakalım sen!” diye susturulan bir kültürün kodlarını derinden sarsmak için Çıtır Çıtır Felsefe dizisi oldukça keyifli bir seçenek.

Toplumsal pratikte eleştirel aklın pek sevilmediği, soru soran ve dünyayı yorumlamaya çalışanların ise küçümseyen gözlere ek alaycı bir tonla “felsefe yapma” uyarısına maruz kaldığı bir kültürde ‘felsefe’ aslında hepimizin biraz korktuğu alan oldu. Hatırlayın lise dönemlerinizi, hoca basit bir soru sorardı ve hemen arkasından tüm sınıf sus pus kesilirdi. Eee, ne de olsa “aman karışma”cıların çocukları idik bizler. Evet, hepimiz için net bir kabuldü: İnsan düşünen varlıktı. Ve fakat bu cümle aslında sınavdan on puanı cebe atmak için vardı.

Peki, düşünce, akıl, eleştiri, kritik? İşte bunlar duyduğun anda topuklayarak kaçmamız gerektiği öğretilen kavramlar oldu. Ama sonra bir baktık tam da bunlar sayesine yol alabiliyoruz. İşte bizler ezberci eğitimin içinde, çok zaman sonra çeşitli uğraşlar sonunda çetrefil kavramlarla tanışsak da bugünün çocukları daha şanslılar. Zira şimdinin “bağzı çocukları” soru sorduğunda eline küçük bir tokat yemiyor, çeşitli hurafelerle korkutulmuyor. Ve inanıyoruz gün gelecek bütün çocuklar sorularıyla dört bir yanı korkmadan inletecek. İşte o vakte kadar, bu yaman hayatın zıtlıklarına cevap vermek istiyorsak elinize geçen her çocuğa bu kitaplardan bir tane hediye edin, otobüste farkında olmadan bırakıverin, vapurda gördüğünüz çocukla iletişime geçin ve evet onların kafasını karıştırın!