Çocuk Kitaplığı

Çocuk Kitaplığı

26 Mart 2014 Çarşamba

Papağanı diriltmek: Şiddet yanlısı değiliz ama okkalı tokadı iyi biliriz!




Papağanın Diriliş Öyküsü
Eduardo Galeano
Resimleyen: Antonio Santos

Nesin Yayınevi

10 yaş +

Evrim Gökçe

Bizse çocuklarımızın mutlu büyümesini isteyenler ve Chavez’i çok seven, çok özleyenleriz. Çocuklarımıza şiddeti değil, ama haklı tokatların gereklerini incelikleriyle anlatabilmek isteriz. Galeano’nun tanıttığımız kitabını armağan edebilirdik “kötülere”. Ama tokadımızın “diplomatik” olması bu kadar hüzünden sonra bize yetmez. 

Yemyeşil bir papağan, günlerden bir gün, sıcak bir çorbanın başında beklerken, merakından kazanın içine düşer. Evet, bir çorbanın içinde boğulmak kulağa hoş gelmiyor olabilir ama merakların sonsuzluğu aslında çok faydalı değil midir? Merak etmeseydik nasıl öğrenebilirdik ki…

 Merak gibi haklı bir nedenle kazanın içine düşen papağanın ardından, arkadaşı küçük kız çok ağlar. Öyle çok ağlar ki onu teselli etmek isteyen bir portakal kendiliğinden kabuğundan sıyrılıverir, kazanın altında yanan ateşcağız kendini kötü hissedip söner.

Papağana herkes, her şey çok üzülür, tüm iyiler çok içlenir. Duvardaki taş düşer, taşa yaslanan ağaç yapraklarını döker.

Bir rüzgar gelip her zamanki tafrasıyla esmek istediğinde, hüzünden dökülen yaprakları görür, rüzgarın da içi kıyılır, pencereye doğru savurur kendini, gökyüzüne doğru eser, göğe bulaştırır hüznünü.


Sevgili okurlar, gökyüzünün maviliğinin sevinçle bir olduğunu bilir miydiniz? Rüzgar hüznünü göğe bulaştırınca, rengi beyaza soluverir gökyüzünün.

Bir adam geçerken yoldan, göğün beyazlığını görür, bildiği tüm sözcükleri kaybeder, lal oluverir. Doğada hisler bulaşıcıdır, sevinç gibi hüzün de bir küçük kızdan ateşe, ateşten duvara, taşa, bir taştan ağaca, rüzgara, gökyüzüne bulaşır. Sonra bir çömlekçi gelir, lal adamın dilini çözer, hüzünleri öğrenir, hepsini bir bir toplar. Topladığı hüzünlerle, bir papağan yaşama gelir. Ateşin kırmızısı, ağacın yeşili vardır papağanda. Portakalın altınından bir gagası, taş gibi sert bir çehresi, konuşabileceği binlerce sözcüğü, özgürce uçabileceği bir penceresi olur papağanın. Bir yel gelir, pencereden uçar gider canımız papağan…

  ***
“Papağanın Diriliş Öyküsü”, birleşen hüzünlerin bir iradeyle buluştuğunda, nasıl da yeni ve özgür bir şey yarattığını anlatıyor. Bu öyküde bir papağan doğuyor, ama biliyoruz ki bir başka öyküde bir orman, bir diğerinde bir insan ve belki bir ülke bile doğurabilir bu bir aradalık.

Yaşadığımız coğrafyanın epidemik hüzünlerini biliyoruz. Biz de bu aralar çok üzülüyoruz. Üzüntümüzün taşa, ağaca, rüzgara, gökyüzüne değdiğine de eminiz. Belki Galeano’nun çömlekçisi kadar hünerli değil ellerimiz henüz, ama deniyoruz.


  *** 
Hugo Chavez, Galeano’nun “Latin Amerika’nın Kesik Damarları” kitabını ABD Başkanı Barack Obama’ya “armağan” etmişti. Chavez’in armağanı, bir kıtanın güneyindeki haksızlıkların, zalimliğin, kötülüğün, emek hırsızlığının müsebbibi ABD’ye atılan “diplomatik bir tokat”tı.

Bizse çocuklarımızın mutlu büyümesini isteyenler ve Chavez’i çok seven, çok özleyenleriz. Çocuklarımıza şiddeti değil, ama haklı tokatların gereklerini incelikleriyle anlatabilmek isteriz. Galeano’nun tanıttığımız kitabını armağan edebilirdik “kötülere”. Ama tokadımızın “diplomatik” olması bu kadar hüzünden sonra bize yetmez. 

Öyle gerçek, canlı, okkalı bir tokat atmalıyız ki “kötünün birine”, rüzgarıyla şansı varsa Kuala Lumpur’a ya da bizim menzilimizden çok uzağa –çukura- düşürecek bir tokat...

https://www.nesinyayinevi.com/kitap.php?no=134

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder