Çocuk Kitaplığı

Çocuk Kitaplığı

15 Ocak 2014 Çarşamba

Yaşamak güzel şey peki ya isyan?

İki Kere Doğan Baron
Gianni Rodari
Resimleyen: Sedat Girgin
Çeviren: Yelda Gürlek
Can Yayınları
1.Basım Ekim2013
8 + yaş
Evrim Gökçe

 İki kere doğmak ister miydiniz? Üstelik ilkinde bolluk ve refah içinde, 94 yaşına dek yaşamış olsanız bile. 

Rodari’nin kahramanı Baron Lamberto, ikinci seferinde Lamberto Rönesans olmayı haklı çıkaracak şekilde “yeniden doğuyor”.  Yaşamanın çok güzel şey olduğu bizim buralarda da İtalyan kasabalarında da biliniyor.
Uzun yıllar önce bir Mısır tatilinde, 24 ayrı bankası olan zengin Baron Lamberto’ya bir efsane taşıyıcısı Arap  “insan, adı söylendikçe yaşar” der. Bir yanıyla “elbette öyle, Tolstoy, Beethoven nasıl yaşıyor sanıyorsunuz” diyebilirsiniz. Eğer aklınıza ilk gelen buysa ortalama soyutlama yeteneğine haiz, edebiyatta iyiyi, müzikte hem iyi hem ilericiyi seven birisiniz ancak Baron Lamberto kadar deneysel çabalardan nasiplenmemişsiniz demeliyiz.

Mısır tatilinde duydukları, Baron Lamberto’yu, biraz yaşamaya duyduğu dehşetli ilgi, biraz deneylere duyduğu sevecen merak dolayısıyla yeni bir istihdam alanı yaratmaya yöneltir. Tavan arasında 6 kişilik bir ekip kuran ve kahyası Anselmo’yu ekipten sorumlu kılan Lamberto, muhteşem bir düz mantıkla, bu 6 kişiye adını gün içinde aralıksız söylettiği bir görev tayin eder. Tavan arasında fısıltı ya da gürültü olmayacak şekilde, gün boyu Lamberto Lamberto Lamberto sesleri uçuşur.

Bizim biraz makaraya aldığımız bu yeni görev, son gülenin iyi güldüğü deyimi cümle içinde kullanmamıza vesile olacak kadar işe yarar. Baron Lamberto, bir sabah kaskabak kafa derisinde, kıvırcık ve sarı bir bebeklik saçıyla, bir başka sabah ritmik atan bir kalp, bir başka sabah ise boks turnuvalarına katılacak kadar sağlam bir vücutla uyanır.

Sonra sahneye Lamberto’nun paragöz yeğeni Ottavio (hoş Lamberto’nun 24 bankası düşünüldüğünde dayısından daha paragöz değildir denebilir) ve kandırılmaya çok müsait saftorik haydutlar intikal eder.  Haydutlardan daha haydut çıkan Ottavio’nun tavan arası emekçilerini uyku ilacıyla derin uykulara gömmesiyle birlikte, adı anılamaz hale gelen Lamberto, pat diye ölüverir.

Lakin Ottavio’nun sevinci kursağında kalır çünkü cenaze merasiminde hep bir ağızdan Lamberto diye bağıran kitleler, zengin baronun yeniden doğmasına neden olurlar. Öyle bir an gelir ki, Baron Lamberto ilk kez aşkını ilan edebilecek bir delikanlı, hatta kısa pantolonlu bir çocuk kadar “çocuklaşır”.

Yaşamak güzel şey peki ya isyan?
İtalyan yazar Rodari’nin babası, yağmurlu bir günde bir kedi yavrusunu kurtarmaya gittiğinde üşütüyor ve akciğer enfeksiyonu nedeniyle genç yaşta ölüyor. Yoksul bir çocukluk geçiren Rodari’nin düş dünyasında, doğanın çok eski bir numarasıymışçasına bir doğallıkla “alçakların hakkından geliniyor”, kötülük yapanların üstü çiziliyor. Rodari’nin çocuklara emanet ettikleri, İtalya’nın büyük gölleri, yemyeşil ağaçlarının gölgeleri, az şekerli reçelleri oluyor.

“İki Kere Doğan Baron” kitabında da yazar, zengin olduğu için Baron’u yargılamıyor ama paragözlüğü alaya alıp yeniyor, yaşama sevincini anlıyor, türlü muzipliklerle yaşama inadını güzelliyor. Daha önemlisi, tavan arasındaki “Lamberto emekçilerinden” Delfina’ya  “isyan ettirerek”, isyanı parayla bastırma girişimlerini boşa çıkararak, romanının en haklı ve tatlı karakteri olma onurunu Delfina’ya bahşediyor. Kitapta, zengin ama bıyıklarının ve homurdanmasının sevimlilik kattığı Hulusi Kentmen’i de anımsıyorsunuz, sevimliliğine rağmen para teklif etmekten vazgeçmeyen Kentmen’e sert bir dirsek atan Türkan Şoray’ı da.

‘Sözcüklerden korkmak yok’

Kitabın sonunu beğenmeyenler için Rodari, “isterseniz sonunu siz yazın, isterseniz 13 bölümü en baştan yazın” diyor ve çocukların düşlerini yazıya dökmesi konusundaki tavrını özetlercesine; “Sözcüklerden korkmak yok” diye tembihliyor.


Yaşamanın “çok güzel şey” olduğuna dair bizim buralardan şiirler, romanlar biliyorduk.  İyi günler bekleyen, iyi günlere inanan, hep bir ağızdan sevinçli sevinçli bir destan okur gibi yaşamak isteyen yetişkinler olmak için Rodari, İtalyanca’nın heyecanlı sesleri* ve Como Gölü’nün maviliklerinden çocuklara şimdiden anımsatıyor: “Yaşamak güzel şey be kardeşim!”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder