Neslihan Şen
Biliriz, Arsalardan evlere ya da biraz
daha “şanslı doğmuşsa” alışveriş merkezlerine sürülen çocukların sınıfı aynı.
Başlığa bakınca aklınıza emlak, yatırım gibi konular gelmesin sakın. Bu
arsa başka Arsa… Sözlüğe sorarsanız “üzerine yapı yapılmak için ayrılmış yer” ama
bize konu olan Arsa’nın kıymeti ne rantının yüksekliğinde ne de üzerine yapılacak
yapının değerinde. Bizim Arsa boşken daha kıymetli. Sokak aralarındaki o boş
arsalarda kim bilir hangi hikâyelerin peşinde koşturan ne çok çocuk vardı bu
topraklarda. Çok yıllar önce oturduğum evimin karşısındaki Arsada koşturan
bizler gibi. Sadece Arsalar değil, sokaklar da daha fazla çocuklarındı.
Kentlerin bugün geldiği nokta en çok da Arsaları, sokakları ve parklarıyla
çocukları yuttu. Sadece nefes almakta zorlandığımız bir grilik ya da üzerimize
gelen kuşatılmışlık değil yok olan. Boş Arsalar yapılarla doldukça çocukların
da hayallerine beton döktüler. Tuna’nın öte kıyısındaki macun çocukların, Pal Sokağı’ndaki
Arsası’nı dolduran beton ile bizim buralardaki Arsaları dolduran betonun sınıfı
aynı mıdır bilinmez. Ama biliriz, Arsalardan evlere ya da biraz daha “şanslı
doğmuşsa” alışveriş merkezlerine sürülen çocukların sınıfı aynı.
Haziran’da sarıldığımız ağaçlar değildi sadece. İşte o boş Arsalara da
sarıldık. Kendi çocukluğumuzunkiler ve şimdi bizim çocuklarımızın yepyeni hikâyeleri,
maceraları yaşasın diye. Bugün evimin kıyısında boş bir Arsa var. İçinde hiç
çocuk görmedim. Civardaki arabalara otopark vazifesi yapıyor. Etrafınıza
baktığınızda ne kadar çok arsanın binalaşmaktan paçayı yırttıysa otoparka
dönüştüğüne bir bakın, şaşıracaksınız. Boş Arsalar boş kalsınlar, park
olsunlar. Okmeydanı’nda, Tuna’nın kıyısında, Çankaya’nın tepesindeki boş Arsaları,
Berkin ve arkadaşları gelip doldursun. Arsa olsun, park olsun ama hep
çocukların olsun!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder