Öykü
Öykü Gezen Kedi
Zeynep
Cemali
Günışığı
yay. 2007
8-12
yaş
Özgül Kılınç
Bahar yavaştan uzanıp, güneş
yüzünü gösterirken biz de durumu fırsat bilip baharın keyifli misafirlerine göz
kırpalım istedik. Sizin için öykülerde gezen hınzır bir kediyi yazdık.
Zeynep
Cemali'nin sekiz öyküden oluşan ''Öykü Öykü Gezen Kedi'' kitabı adının
çağrıştırdığının aksine tamamı kedilere dair öykülerden oluşmuyor. Yalnızca
''Siyami Bey'' adlı ilk öykü bir kedi öyküsü. Ama bu öyküdeki kedi Siyami
Bey'in ilginç karakteri yüzünden kitaba bu ad verilmiş. Siyami Bey adlı bu kedi
tam da bir kedinin olması gerektiği gibi; yani özgürlüğüne alabildiğine düşkün,
taviz vermeyen, dediğim dedik bir kedi.
Üstelik Siyami Bey ilk öyküde ansızın evi terk ettikten sonra, diğer
yedi öyküde beklenmedik zamanlarda ortaya çıkıyor. Yani tam başlığa uygun bir
şekilde öykü öykü geziyor. Mahallenin sakinlerinin sıradan ama her biri bir
yanıyla özgün öykülerinde görünüveriyor. Kaybettiğinizi sandığınız anda Siyami
Bey'i satırların arasında yakalayıveriyorsunuz.
Öykülerin
ortak özellikleri kedi Siyami değil kuşkusuz. Tüm öykülerde sımsıcak insan
ilişkileri anlatılmış. Başta birbirine zıt görünen dünyalar bağlanmış ya da
umudun söndüğünü sandığınız zamanlarda insan sıcaklığı birilerine umut olmuş.
Örneğin, ''Kırmızı Onluklar'' adlı öyküde ailesi için günlerce ter döken bir
emekçinin boya yaparak kazandığı paraların çalınmasına karşın, oğlunun küçücük
elleriyle teselli etmek için anne babasına biriktirdiği paraları tereddütsüzce
sunması yüreğe dokunan bir son. ''Natır Naciye'nin Torunu'' adlı öyküde
Alzheimer hastası Nergis Hanıma ailesinin bakıcı bulma çabaları konu ediliyor.
Hastalık yüzünden her geçen gün daha huysuz hale gelen, ailesinin bulduğu tüm
bakıcıları pes ettiren Nergis Hanım, sonunda hemşire Yeşim'in sıcak ve kararlı
yaklaşımıyla kabul eder bakıcısını. ''Bay Baykuş'' adlı öykü ise insana olan
inancı konu alıyor. Ressam Cevdet Bey'in kendini anlatamadığını düşünüp kendini
evine kapadığı, tam bir ev kuşu olduğu günlerde eski bir öğrencisi onu ziyarete
gelir. Sokak çocukları yararına olan bir projeye resmiyle katkıda bulunmasını
ister. Önce Cevdet Bey gönülsüzce davranır, yeni bir resim yapmak istemez. Ama
sonra resme başlar. Onunla eş zamanlı olarak mahalledeki bir kaç çocuk da
derslerinden, evde durmaktan bunalmış sokakta birbirleriyle oynamak ister. Anne
babalarının aşırı korumacı tavırlarına karşın bunu başarırlar. Onları uzaktan
gözler Cevdet Bey. Bu durum onda geleceğe ilişkin umutlarının yeşermesine neden
olur. Resmini tamamlar ve kendisine Bay Baykuş adını takan çocukları da sergiye
davet eder.
İşte
aynı mahallede geçen ve kedi Siyami Bey'in satırlarını ziyaret ettiği bu
öyküler hayata ve insan ilişkilerine dair umut taşır okuyuculara. Hem de küçük,
büyük her yaştan okuyucuyu sevgiyle sarar, sarmalar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder