Çiftçi Karıncalar Köleci
Karıncalara Karşı
Toprak Işık
Resimleyen: Sedat Girgin
Tudem, 2012, 3. Basım
10 yaş+
Emel Güneş
Mesele “üç beş ağaç”
meselesi değil pek tabii. Hayatın her alanındaki müdahalelere ve dayatılan
yaşam biçimine karşı sokaklara dökülecek kadar itirazı olanların gözünden “o üç
beş ağaç”ın da kaçmaması bir o kadar doğal… İnsanca ve onurlu bir yaşamın
hayalini kuranlar o ağaçlara, doğaya bakınca neler neler görebiliyor!
Çağdaş
yazarlarımızdan Toprak Işık'ın çocuk kitaplarından biri olan Çiftçi Karıncalar
Köleci Karıncalara Karşı isimli
kitabı; doğadaki yaşamın, hayal gücüne nasıl da yaratıcı bir şekilde ilham
olabileceğine dair çarpıcı bir örnek. Toprak Işık bu kitabında çocukları,
günden güne gözlem yapmaya daha da az imkân bulabildikleri karıncaların
dünyasına götürerek, heyecan dolu bir serüvenin içine sürüklüyor. Romanın
etkileyici kurgusunda da bu serüven, direnişle, onursuzluğa karşı
başkaldırıyla, kısacası boyun eğmeme ile özdeşleşmiş ve paha biçilmez bir
niteliğe bürünüyor.
Yağmur sonrası
güneşin ışıldadığı bir günde tanışırız Çiftçi Karıncalar topluluğu ile. Gün
boyu yuvaya taşıdıkları yaprakları gübre olarak kullanıp karınlarını
doyurdukları mantarları yetiştirirler. Sadece çalışkan olmakla kalmayıp aynı
zamanda kurdukları düzende yaşamlarını uyum içinde, barışçıl bir şekilde
sürdürürler. Hırsızlara karşı tedbirleri elden bırakmasalar da yıllardır
savaşmaya gerek duymadıkları için, öldüresiye saldırmaktan bihaber bir karınca
kuşağıdır burada karşımıza çıkan. Yine de gerektiğinde savunma esnasında
vücutlarında ürettikleri bir tür asitli sıvıyı püskürme meziyetlerini ve
onurlarına düşkünlüklerini, haksızlığa uğrayan Çıtır isimli karıncanın cesur
çıkışı sayesinde çok geçmeden fark ederler. Yuvalarına sızan ama kendilerine
hiç de zarar vermeye niyetli gözükmeyen, karınca benzeri bir canlı olan
kınkanatlı Aylak’a bile sahip çıkacak kadar hoşgörülüdürler. Çiftçi karıncalara
kısa sürede neşe kaynağı olan Aylak’la kurulan birliktelik yuvayı bekleyen
tehlikeyi göğüslerken dahi bozulmayacaktır.
Ya hep beraber ya hiç birimiz!
Peki, huzur
içinde yaşayan bu karınca yuvasına kimler mi göz dikebilir? Elbet cevap, köleleştirdikleri
karıncaların emeğini sömürmeyi ve üretmeden sürüp giden hayatlarını devam
ettirmek için savaşmayı seçmiş olan Savaşçı Karıncalarda… Bunlar ki, saldırdıkları
yuvaların henüz larva halindeki yavrularına el koyan ve sonra onları aynı
kolonide kardeşleri olarak doğduklarına inandıran bir tür maalesef. İşte
böylece Köleci karıncalar, binlerce yıldır bu gerçeği sır gibi saklamaları
sayesinde işçi karıncaların sırtından geçinebildiler. Ta ki Çiftçi Karıncalar
yuvasına saldırıp ummadıkları bir direnişle karşılaşana kadar… Çiftçi
karıncaların ve onların lezzetli mantarlarının duyumunu alan komutan Çatıkkaş,
kendileri için mantar yetiştiren yeni kölelerin hayalini kurarak istilacı
karıncalar ordusunun başına geçerek saldırıya geçer. Ancak ilk şaşkınlıklarını
üzerlerinden atan çiftçi karıncaların gözünü kırpmadan, cesaret ve
yaratıcılıkla ördükleri savunma hattında tökezleyince, bu defa şaşırma sırası
savaşçı karıncılara gelir. Ne istilacıların güçlü çeneleri ne de etrafa
saçtıkları korku ve savurdukları tehditler yuvalarının işgaline karşı birbirine
kenetlenmiş karıncaların direncini kıramaz. Ya “aynı gemide” oldukları
edebiyatıyla köleleştirilen karıncalar, kardeşleri sandıkları savaşçı
karıncalarla aynı şekilde kenetlenebilirler mi dersiniz? Yoksa içlerindeki
öncülerin sesine kulak verip isyan bayrağını açma onuruna erişebilecekler mi? Bunu
öğrenmeyi küçüklere bırakalım biz iyisi mi…
Toprak Işık’ın bu kitabı sadece konusuyla değil aynı
zamanda, çocukları okurken soluk soluğa bırakabilecek denli heyecan dolu
olaylar örgüsü ile de dikkat çekiyor. Keyif alarak kitap okuma kazanımı başlı başına
azımsanmayacak önem taşıyor şüphesiz. Buna ek olarak karıncaların yaşamına dair
bilimsel gerçeklerin neleri çağrıştırabileceğini kavrayan çocukların, toplumsal
dönüşümlere dair bilimsel gerçekleri öğrendikçe kurabilecekleri hayalleri varın
siz düşünün!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder