![]() |
Mezopotamya Masalları 1-2-3-4
Her şey Oyunla Başladı
Mirza Memed ile Ejderha
Adapa
Selahattin Eyyubi ile Akıllı Kız
Yücel Feyzioğlu
Nesin Yayınevi, 2013, 1. Basım
9 yaş+
|
Ezgi Karataş
Mezopotamya’nın
bereketli coğrafyasının masalları, Yücel Feyzioğlu’nun derlemeleriyle günümüze
aktarılıyor ve dilden dile söylenmeyi bekliyor.
Mezopotamya, iki
nehir arasında uçsuz bucaksız kocaman bir memleket. Bereketli toprakları kadim
kültürlere ev sahibi, gizleri türlü çeşit hikayenin anası. Öyle nazlı, öyle güzel…
Mezopotamya; Fırat ve Dicle nehirlerinin arasında bir uzun tarih, soluksuz bir
heyecan.
Bu hafta,
sizleri bu coğrafyayı kendine mesken edinmiş kültürlerin hikâyesini anlatan bir
yazarla tanıştırmak istiyoruz. Yücel Feyzioğlu, Anadolu’nun Mezopotamya’nın
masallarını yıllar içinde geleneklerinden süzülen birikintiyle bize ulaştırırken,
çocukluğunun konuk odasındaki masalları, kulağını dikip gözünü kırpmadan
dinlediği dengbejlerin hikâyelerini bugünün çocuklarıyla buluşturuyor. Dünyada
yazıya geçirilen ilk masal olma özelliğini taşıyan Sümer masalı Adapa, Cizre’li
mucit Cezeri, pek çok masala konuk olsa
da ismi pek geçmeyen Selahattin Eyyubi ve nicesi… Amed’in bağlarında, Mardin’in
sarısında, Cizre’nin yeşilinde, Fırat’ın hiddetinde, Dicle’nin inceden
salınışında gizli pek çok hikâye…
Masalları
derlemek, aslına sadık kalmaya çalışarak aktarmak zor iş, ama artık Zaza, Kürt,
Acem, Süryani ve nicesi kültürün kahramanları yazıya aktarılıyor ve dilden dile
dolaşmayı bekliyor.
Her şey oyunla başladı
Geçtiğimiz
aylarda malum bakanlardan biri Türkiye’nin Müslüman bir ülke olduğunu ve
“konumu itibariyle” mucitler ve “kalem efendileri” çıkaramayacağını ancak ve
ancak ara eleman yetiştirebileceğini buyurmuştu. Ama sanırız malum bakan,
çocukluğunda ne pamuk arasına fasulye koyup büyüttü ne de arkadaşlarıyla akla
hayale gelmez yaramazlıklar yaptı. Zira fasulye dediğime bakmayın, hatırlayın.
Bir çocuk için o bitkinin yeşermesi ya da oynarken aklına gelen, sizin için
küçük onun için büyük bir fikir ne büyük mucizedir. Aslında bilmezler mi her
şey oyunlarla başlar ve pek çok icadın ipuçları o oyunlar sırasında akla gelir.
Bizim malum bakan ve şürekası için elimizden geçmiş olsun demekten başka iş gelmez
ama çocuklarımızın oyun alanlarını genişletmek ve zihinlerini özgür bırakmak
hala bizim elimizde.

Belki de Erdoğan
Bayraktar’ın eline hep ‘cıs’ diye vuran bir annesi vardı. Kim bilir? O vakit
kulaklarımıza inanacağımız sözler duymak için, iyisi mi siz çocuklarınızla
oyunlarla toprağa, yeşile, bulutlara karışın. Güzel günler bizim!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder