Çocuk Kitaplığı

Çocuk Kitaplığı

22 Mayıs 2013 Çarşamba

Derin Gölgeler, Gri Duygular


Rico ve Oscar - Derin Gölgeler
Andreas Steinhöfel

Çeviren : Kazım Özdoğan
Tudem Yayınları
2013 / 1. Basım
176 sayfa
Hilal Döner

Yolda yürürken gördüğünüz bir makarna tanesi kaçınızın ilgisini çeker? “Rico ve Oskar: Derin Gölgeler”, anlatıcımız Rico’nun yerde gördüğü bir makarna tanesini küçük bir dedektifçilik oyununun nesnesi haline getirmesi ile başlıyor. Kitabın henüz ilk satırlarında, Rico’nun düşünme tarzı, ilgi ve davranışları ile sıradışı bir çocuk olduğu anlaşılıyor ve bu izlenim kitap boyunca farklı detaylarla zenginleştiriliyor.

Gri duygular, gri duygulu insanlar ve çocukluk dönemi korkuları ile baş etmeye çalışan Rico ve Oskar ise birbirleri için tekerlekli sandalyeyi itecek birer dost olmuşlardır. Bu dostluğun, Rico’nun “derin gölgeler” korkusunu ve Oskar’ın sürekli kaskla dolaşmasına sebep olan kaygılarını yenmesindeki rolünü, Steinhöfel içten bir dille okuyucuya aktarmaktadır. Romanın bütünü ise gri duygularla çevrili dünyamızdır.

Rico, küçük ve ilginç detaylara dikkat eden, bilmediği bir şey olursa “daha akıllı olmak için” ansiklopediye bakıp, kelimelerin anlamlarını not eden, söylenenleri aklında tutmakta ve mecaz kullanımları algılamakta güçlük çeken, sağ ve solunu karıştıran, alışılmışın dışında bir çocuk. Romandaki farklı karakterler tarafından “özürlü”, “engelli” ya da “kafadan eksik” olarak adlandırılan Rico, kendisini ‘derin yetenekli’ bir çocuk olarak tanımlıyor. Annesi ve yaşadığı apartmanda ziyaret ettiği birkaç komşusu dışında hiçbir arkadaşı olmayan Rico’nun hikayesi, Oskar ile tanıştıktan sonra daha da hareketlenmeye başlıyor.
Oskar ise tehlikelerden korunmak için sürekli koyu mavi bir kaskla dolaşan, ayın dünyadan uzaklığını günlük açıları hesaplayarak bulabilen, kaza istatistiklerinden Rönesans dönemine uzanan bir yelpazede bilgisi olan, kaygılı ve üstün yetenekli bir çocuk. Onun da Rico gibi hemen hemen hiç arkadaşı yok. Bir tesadüf sonucu karşılaşıp arkadaş olan ikilinin yolu, çocuk rehinecisi Mister 2000 ile kesişiyor. Mister 2000’in Oskar’ı kaçırdığını öğrenen Rico, arkadaşını kurtarmak için daha büyük çaplı bir dedektiflik macerasının içinde buluyor kendini.
“Gri duygulu” insanlar arasında Rico ve Oskar
2009 yılında Alman Gençlik Edebiyatı ödülü almış olan kitabın yazarı Andreas Steinhöfel, Rico ve Oskar’ın dostluğunu ve heyecanlı serüvenini okuyucuya aktarmakla birlikte, Rico’nun günlüğü şeklinde kurgulanan bu kitap ile anlatıcının iç dünyasına da keyifli ve zaman zaman hüzünlü bir yolculuk yapmamızı da sağlıyor. Duygusal farkındalığı oldukça yüksek olan Rico’nun gözünden, hem kendi duyguları ve bir bingo makinesine benzettiği zihninin işleyişini; hem de çevresindeki kişilerin duygularını anlamlandırma fırsatı buluyoruz. Rico’nun anlatıcılık ve dedektiflik becerilerinin yanı sıra öfke, korku, kaygı, hüzün gibi duyguları tanımlamadaki ustalığını da bu satırlarda keşfediyoruz.
Tekerlekli sandalyedeki duygular
Zaman zaman kendisini “fil gibi ağır ve kederli hissettiren bir can sıkıntısı” ile baş başa bulan Rico’nun çevresi de “gri duygu”lu insanlarla çevrilmiş durumdadır. Annesi, birlikte film izledikleri komşusu, Mister 2000 tarafından kaçırılan çocuklardan birçoğu ve en önemlisi de Oskar’ın bu “gri duygu” ile çevrili olduklarını düşünür Rico. Depresyon ise şu şekilde tanımlanmaktadır Rico’nun günlüğünde: “Gri duygu. Eğer bütün duyguların bir tekerlekli sandalyede oturuyorsa buna depresyon denir. Artık onların elleri yoktur ve maalesef tekerlekli sandalyeyi itecek biri de yoktur. Muhtemelen tekerlek de patlamıştır. Çok yorucu bir şeydir depresyon.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder