Özgürlük mü O da Ne?
Eşref Karadağ
Top Yayıncılık, 2011
7+ yaş |
Farelerin
dünyasında geçen hikâye, yaşadığımız toplumun da bir aynası olabilir.
Özgürlük
mü, O da Ne?
Bugünlerde
bu soruyu ülkemizde soranlar da var sanırım. Hem de azımsanmayacak kadar çok.
Bir gemiye binmişler ve kaptan nereye kırarsa dümeni, itirazsız yol alıyorlar o
tarafa. Nereye gidiyoruz, ne yapıyoruz diyen yok! Karnımız tok, sırtımız pek
düşüncesiyle bugünü kurtarma telaşındalar. Peki ya sonra?
Eşref Karadağ’ın
“Özgürlük mü O da Ne?” isimli kitabını okurken aklıma geldi bunlar. Ahır faresi
Kocagöz’ü görene kadar, kafeslerinde mutlu mesut yaşayan, dünyayı sadece
kafeslerinden ibaret sanan, efendilerinin verdikleri yiyeceklerle karınlarını
doyuran hemstırlar anımsattı bütün bunları. Kocagöz “kedi” diyor, “o ne” diyorlar. Kocagöz “inek” diyor, “o ne”
diyorlar. Kocagöz “özgürlük” diyor, “ o ne” diyorlar. Sanırım toplumsal olarak
biz de bu yoldayız artık. Hatta belki de daha kötüsü. En azından hemstırlar özgürlük
kavramını, özgür olmanın ne olduğunu bilmiyorlar. Ya bilip de “yeteri kadar
özgürüz zaten” diyenlerden olsalardı? Sanırım böylesi daha vahim!
Bunları bir yana
bırakalım ve kitaba dönelim istiyorum. Eşref Karadağ’ın Top Yayıncılık
tarafından yayımlanan kitabında, annesi ve kardeşi Dikkulak’ı kaybeden ahır
faresi Kocagöz günlerdir dişe dokunur bir şey yememiştir. Halsiz düşmüştür.
İşte bu açlık onu saklandığı yerden çıkartır. Duyduğu güzel kokuların peşinden
girdiği evde kapana kısılması, esir(!) hemstırlarla tanışmasını da sağlar.
Sonrasında da özgürlük mücadeleleri başlar. Ama kolay değildir Kocagöz’ün işi.
Çünkü karşısında bir alıklar ordusu vardır. Ne anlatmaya çalışsa anlamıyorlar,
aptalca sorular soruyorlar. Ama Kocagöz bu, yılar mı? Özgürlük mücadelesinde
yılmak da olmaz zaten. Bugüne kadar kim yıldı ki, fırıldaklardan başka…
“Özgürlük mü O da Ne?”
bir çocuk kitabı olmanın ötesinde yaşadığımız toplumun da bir aynası da
olabilir aslında. Ama dediğim gibi bir farkla. Hemstırlar kavramları
bilmiyorlar, bizim toplumda ise bilmemezlikten geliyorlar. Kavramları eğip
büküyorlar.
Çocuklarımıza bazı
kavramları erken yaşlarda vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Sonrasında birer
hemstır gibi ortalıkta gezmesinler. Bilinç ne kadar önce var olursa, toplumun
niteliği de o derece yüksek olacaktır. Tabi sadece bilincin yeterli olmadığını
da gördük çağımızda. Aynı zamanda sağlam karakterli bireyler de olunması
gerekiyor. Bunun için de biz ebeveynlere ve eğitimcilere rol model olma
konusunda çok iş düşüyor. Tünelin ucunda bir ışık mutlaka vardır.
“Özgürlük mü O da Ne?”
tünelin ucundaki ışığa giden yolda çocuklarımızın yardımcısı olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder