Saftirik Greg’in Günlüğü Serisi
Epsilon Yay.
Jeff Kinney
10+yaş
|
Mehmet Özçataloğlu
Birisi zenginden alıp fakire veren bir kahraman, diğeri
sakar bir küçük… Bu bağ nasıl kurulur demeyin, bu kitapları çocuklarınıza
armağan edin. Zira çocukların bu iki karakterden öğrenecekleri çok şey var.
İnsanoğlunun var
olduğu günden bugüne kadar yaşam çerçevesi hiç değişmemiş. Her ne kadar
teknoloji sayesinde yaşamı kolaylaşsa da terminoloji hep aynı. Yoksulluk, dertli
kişiler, hakkı yenenler... Yer küre üzerinde belli bir kesim bu sözcüklerin
kullanımına gereksinim kalmasın diye çalışsak da birileri hep baskın çıkıyor.
Hovard Pyle “Robin
Hood” adlı eserini yazarken kitabının her dem taze kalacağını tahmin edebilmiş
midir bilinmez ama Robin Hood çocuk yazınının konusu hiç eskimeyen kült
eserlerindendir hâlâ. İngiliz halk
hikâyelerinde 10. yy.dan beri yer alan Robin Hood azılı bir haydut olarak nitelendirilir.
Hatta Robin Hood’un gerçek olduğu da söylenegelir. .
1883 yılında Hovard
Pyle tarafından kaleme alınan Robin Hood bir halk kahramanıdır. Sahip olduğu etnik kimliğinden dolayı Nottingham Valisi’nin gazabına
uğrayan Huntingdon Dükü’nün oğlu Robert babasının tek oğludur. Babasının
uğradığı saldırı esnasında kargaşadan yararlanarak Sherwood Ormanı’na kaçmayı
başarmıştır. Fakat ormanda yalnız değildir. Kendisi gibi validen kaçan
kişilerle doludur orman. Orada onları bulur ve onların önderi olur. Sonrası ise bilinen hikâye… Zenginden- zalimden alır, fakire- mazluma
verir. Bunları yaparken ünü de her tarafa yayılır. Ve günden güne
etrafındakilerin sayısı çoğalır.
Günümüzde fakirden
alıp zengine veren sistemi görünce ve yaşayınca çocukların kafası “etik”
konusunda karışabilir. Kafa karışıklığını gidermesi için, aslında nasıl
davranması gerektiğini görebilmesi için Robin Hood’u bugünlerde okumak
çocuklara iyi gelecektir.
Bir Fenomen: Saftrik
Bir çocuk kitabı nasıl
olmalıdır? Bu soru yılar yılı sorulagelmiştir. Hâlâ da tartışılır. Ve görünen o
ki tartışılmaya da devam edecek.
Ne zaman elime bir
‘Saftrik’ alsam bu tartışmalar gelir aklıma. Gülümserim bu kitapları niteliksiz
çocuk kitabı sayarak okutmayanlara. Şimdilerde dizinin
sekizinci kitabı “Batsın Bu Dünya” elimde. Zihnimde ise bu dizi üzerine
yazılmış bir yazıdan bende kalanlar: “Çocuk yayıncılığında günlük furyası
dinmek bilmiyor. Önce Saftrik geldi. İlk tepkiler pek de olumlu değildi diye
anımsıyorum. Ne çizimleri alışıldık çizimlerdi, ne anlatımı. Ana karakter
Greg’i ele alırsak; öncelikle üstün bir yeteneği yoktu. Hatta bazı açılardan
bakıldığında bildiğiniz ezikti. Hem bu bir günlüktü. Yani günlük okumak insana
ne kazandırır ki?”
Ebeveynlerde ve
öğretmenlerdeki genel kanı çocuk kitabının eğitici olması gerektiğidir. Bundan
dolayı da Saftrik ve benzeri kitaplara burun bükebilirler. Ama bizim onlara
karşı da çok sağlm bir argümanımız var. Birincisi
bu seri eğlenceli, okurken keyif veriyor ve kahkaha attırıyor. Bir ebeveyn çocuğunun
kahkahalar atarak okuduğu bir kitaba neden karşı çıkar ki? Bununla birlikte
keyif alarak okuduğu için uzun süre elinden bırakmadan, sıkılmadan da okuma
yapabiliyorlar. Özellikle yaş grubu olarak yeni yeni okumaya başlayan çocuklara
hitap ettiğini düşünürsek çocukların okuma hızını artırmada büyük katkı
sağladığını da söyleyebiliriz.
Şimdi günümüz
koşullarını göz önüne aldığımızda bilgisayarlar, tabletler, oyun konsolları ve
benzeri birçok çeldirici unsur söz konusuyken, çocukları bu araçların başından
uzak tutup kitap okutmak bir hayli zorken, hem de büyük keyifle okudukları
günlük tarzındaki kitapları gereksiz görmek, okunmasına engel olmaya çalışmak
hangi amaca hizmet eder ki?
Günlük formunda
yazılmış olan bu kitaplar (başta Saftrik dizisi olmak üzere) çocuk yazınının
son beş yılına hareket getirdi ve teknolojiyle sarmalandığımız bir dönemde
çocuklarımız kitap okuyorlarsa bu kitaplara çok şey borçluyuz! Hem sadece Saftrik mi,
değil tabi ki… Koca Kafalısı, Düşük Donlusu,Pasaklısı ve daha neler neler…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder