Kardan Anne
Şaban Akbaba
Evrensel İlk Gençlik Kitaplığı
2014, 12 ve üstü
|
Hüseyin Ozan Uyumlu
Annenin
Yokluğunda Kardan Anne de Yapılabilir, Ama O Size Sarılamaz…
“Kar taneleri… kar taneleri… kar taneleri… kar… kar… kar…
kar… kar karkar karkar…” Kars’ın Arpaçay ilçesi, Bardaklı köyü… Her yan
bembeyaz. Ot yığınları, atlar, köpekler, insanlar, yollar, türküler, hayvan
gübreleri, bahçeler, toprak damlar, her şey kar altında. Kavuşmalar da… Şehirden
bağı kesilmiş, yolları kapanmış, tuzağa tutulmuş kuşlar gibi eli kolu bağlanmış
insanlar… Altı aya yakın süren kış koşullarında, her şey zor. Hele ki bölük
pörçük bir ailenin iki küçük çocuğu için hüzünlü bir kış. Gülnur ve kardeşi
Tanay, Bardaklı köyünde anne-baba özlemiyle yanıp tutuşuyorlar ve kar dahi
yüreklerini soğutmuyor. Anne hasretiyle uykuları kaçıyor. Nine ve dedeleri
onları çok seviyor ama bu sevgi yetmez…
Kim annenin yerini tutabilir ki?
Kim annenin yerini tutabilir ki?
Kardan hoşlanmayan çocuk görmedim. Gülnur ve Tanay da
severdi elbet… Başka dertleri olmasa… Keyiften değil, kederden yapılırsa
oyundan sayılmaz kardan anne yapmak. Siz hiç kardan anne yaptınız mı?.. Anneniz
yanınızda olmasaydı yapardınız. Dinerdi böyle belki özleminiz…
Gülnur, yaşadığı coğrafyanın koşullarından mıdır bilinmez
sorumluluklarının bilincinde olan bir çocuk. Kardeşi Tanay’ı gerektiğinde avutabiliyor.
Okulda artık eskisi gibi başarılı değil, teşekkür almıyor. Ama bunun sorumlusu
Gülnur değil. Çünkü onların bu şekilde ailesinden ayrı kalmasının tek sorumlusu
babası. Romanda Gülnur’un başından geçen olayları gözlemlerken bir zaman sonra
annesiyle babasının hikayelerine şahit oluyorsunuz. Birbirlerini nasıl
sevdiler, neden kaçtılar, neden Gülnur ve Tanay’ı oracıkta bıraktılar, annesi
babasına neden öfkeli, herşey bir dedikodu mu yoksa babası başka bir kadını
sevdi mi? Baba İstanbul’da, anne Gemlik’te, Gülnur’la Tanay Bardaklı’da, niye
böyle?.. Kars coğrafyasının bir köyünde geçim sağlamak kolay değil. Zorunlu göç
birçok ailenin kapısında. Yoksa kim isterdi toprağından ayrılmayı.
Bu hasretlik hikayesinde Gülnur’un sığınabileceği çok şey
yok. Nine ve dedesi, kendi yaptığı kardan annesi ve de rüyaları… Rüyasında
Zümrüd-ü Anka “Bekle” diyor “annen baharda gelecek.” Beklemekten başka çare var
mı…
Romanın anlatısının güzelliği bir tarafa, her bölümün sonu
şiirle bağlanıyor. Duygu yoğunluğu yüksek bir anlatıya şiir ne de çok
yakışıyor…
“Kış da yenilir
Kar olarak da yenilir…
Yaşamdaki güçlük olarak da…”
Kar olarak da yenilir…
Yaşamdaki güçlük olarak da…”
Bakalım kavuşma gerçekleşecek mi?
Umarım hiçbir çocuk anne-babasından ayrı kalmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder