Çocuk Kitaplığı

Çocuk Kitaplığı

4 Haziran 2014 Çarşamba

Karla Kaplı, Zorlu Bir Coğrafyada Geçen Hasretlik Öyküsü: Kardan Anne

Kardan Anne
Şaban Akbaba
Evrensel İlk Gençlik Kitaplığı
2014, 12 ve üstü

Hüseyin Ozan Uyumlu

            Annenin Yokluğunda Kardan Anne de Yapılabilir, Ama O Size Sarılamaz…

“Kar taneleri… kar taneleri… kar taneleri… kar… kar… kar… kar… kar karkar karkar…” Kars’ın Arpaçay ilçesi, Bardaklı köyü… Her yan bembeyaz. Ot yığınları, atlar, köpekler, insanlar, yollar, türküler, hayvan gübreleri, bahçeler, toprak damlar, her şey kar altında. Kavuşmalar da… Şehirden bağı kesilmiş, yolları kapanmış, tuzağa tutulmuş kuşlar gibi eli kolu bağlanmış insanlar… Altı aya yakın süren kış koşullarında, her şey zor. Hele ki bölük pörçük bir ailenin iki küçük çocuğu için hüzünlü bir kış. Gülnur ve kardeşi Tanay, Bardaklı köyünde anne-baba özlemiyle yanıp tutuşuyorlar ve kar dahi yüreklerini soğutmuyor. Anne hasretiyle uykuları kaçıyor. Nine ve dedeleri onları çok seviyor ama bu sevgi yetmez…

Kim annenin yerini tutabilir ki?



Kardan hoşlanmayan çocuk görmedim. Gülnur ve Tanay da severdi elbet… Başka dertleri olmasa… Keyiften değil, kederden yapılırsa oyundan sayılmaz kardan anne yapmak. Siz hiç kardan anne yaptınız mı?.. Anneniz yanınızda olmasaydı yapardınız. Dinerdi böyle belki özleminiz…

Gülnur, yaşadığı coğrafyanın koşullarından mıdır bilinmez sorumluluklarının bilincinde olan bir çocuk. Kardeşi Tanay’ı gerektiğinde avutabiliyor. Okulda artık eskisi gibi başarılı değil, teşekkür almıyor. Ama bunun sorumlusu Gülnur değil. Çünkü onların bu şekilde ailesinden ayrı kalmasının tek sorumlusu babası. Romanda Gülnur’un başından geçen olayları gözlemlerken bir zaman sonra annesiyle babasının hikayelerine şahit oluyorsunuz. Birbirlerini nasıl sevdiler, neden kaçtılar, neden Gülnur ve Tanay’ı oracıkta bıraktılar, annesi babasına neden öfkeli, herşey bir dedikodu mu yoksa babası başka bir kadını sevdi mi? Baba İstanbul’da, anne Gemlik’te, Gülnur’la Tanay Bardaklı’da, niye böyle?.. Kars coğrafyasının bir köyünde geçim sağlamak kolay değil. Zorunlu göç birçok ailenin kapısında. Yoksa kim isterdi toprağından ayrılmayı.

Bu hasretlik hikayesinde Gülnur’un sığınabileceği çok şey yok. Nine ve dedesi, kendi yaptığı kardan annesi ve de rüyaları… Rüyasında Zümrüd-ü Anka “Bekle” diyor “annen baharda gelecek.” Beklemekten başka çare var mı…

Romanın anlatısının güzelliği bir tarafa, her bölümün sonu şiirle bağlanıyor. Duygu yoğunluğu yüksek bir anlatıya şiir ne de çok yakışıyor…

“Kış da yenilir
  Kar olarak da yenilir…
  Yaşamdaki güçlük olarak da…”
Bakalım kavuşma gerçekleşecek mi?

Umarım hiçbir çocuk anne-babasından ayrı kalmaz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder