Yaşlı Kadın ve Papağan
Virginia Woolf
Kırmızı Kedi Yayınevi
Çeviren: İlknur Özdemir
1. Basım
7 yaş ve üstü
|
Evrim Gökçe
Woolf, neden
kadınlara kendine ait bir oda gerektiğini ama çoğu kez de sahip olamadıklarını
izah etmişti. Biz de eklemeden geçmeyelim, çocukların da kendine ait bir
odaları olmalı ve neden olamadığını biliyoruz.
Kimi kitaplar vardır ilk cümlesi
sükselidir, okurlar ezbere bilir. Misal; “Mutlu aileler birbirine benzerler, her
mutsuz aileninse kendine özgü mutsuzluğu vardır”, Kafka’nın Dönüşüm’ünden bir
ilk cümledir.
Kimi kitaplar vardır, sayılırlar,
kitap fuarlarından çok çalınırlar, lakin iş okumaya gelince, yaz tatiline,
sömestra ertelenir, asla gidilmeyen randevuların mağdurları olurlar. Ne üzücü
ki Kapital biraz böyledir, Direnmenin Estetiği de, söz konusu randevularda
ekilmek ise, Kapital’den geri kalmaz.
Kimi kitaplar da, bir mevzunun en
has kitapları olurlar. Diyelim ki, feminist okumalara ilgi duyar hale geldiniz,
kitaplığınızın bir rafını “kadın kitaplarına” evireyim dediniz. O halde, Virginia Woolf’un “Kendine Ait Bir Oda”sı,
kitaplığınızın en ışıklı rafının en baş köşesini almış olmalıdır. Zira bu
kitaplıkların da, bir kuralı kaidesi, adab-ı muaşereti vardır.
Virginia Woolf, kitaplığınızın
“kadın köşesi”nde fiyakalı bir mevziyi hakkıyla göğüsleyedursun, gözünüzden
kaçmasın diye söylüyoruz, kendisinin bir de çocuk kitabı vardır.
Bu hafta size tanıtacağımız
“Yaşlı Kadın ve Papağan”, Woolf’un tek çocuk kitabı ve kitaplığınızda bir yeri
hak etmeli gibi duruyor.
‘Bir kuş ne kadar mutlu olabilirse, o kadar mutlu olmanı sağlayacağım’
Yaşlı ve yoksul bir kadın Bayan
Gage’in, cimrilikte ihtisas yapmış ağabeyinin ölümü üzerine, kendisine miras
kalan evi, bir miktar parayı almaya gidişinin öyküsü, Woolf’un hayvanlarla olan
ilişkisine de ışık tutuyor denebilir.
Flush’ta; bir köpeğin iç sesini
konuşturan Woolf, çocuklar için kaleme aldığı öyküsünde de, kimselerin
sevmediği, boşboğaz papağan James’le, dostane bir ilişki kuruyor.
Komşuların aksi ve yabanıl
buldukları papağan James için; “belki de karnı açtır ya da mutsuzdur” diyen
Bayan Gage, Woolf’un bir çocuk öyküsünde dahi kendini eleveren, dokunaklı olana
tüm “bilinç akışlarına rağmen” yabancılaşmayan yüzünü gösteriyor.
“Doğu ülkelerinde huysuzca
konuşmayı öğrendi” dedikleri papağan James, “Bir kuş ne kadar mutlu olabilirse,
o kadar mutlu olmanı sağlayacağım” diye kendisini teselli eden Bayan Gage’e,
doğu ülkelerinde “başka ve güzel şeyler” öğrendiğini de gösteriyor.
İhtiyarlığı sizden öğrenecek değiliz
İçinden ihtiyar geçen çocuk
öykülerinin otobüslerde yazan “yaşlılara, gazilere, hamilelere yer veriniz”
ibaresi için hala geriye bir şans bıraktığını da söylemek gerekiyor.
Bir hafta anneanne, diğer hafta
babaanneyle kalan, bakıcı parasının yetişmediği ailelerin çocukları,
ihtiyarlığın ağrıyan dizler, eve sinen ama özlenen bir koku, her gelene “tek
misafirlikte iki kez kolonya ikramı” olduğunu öğrenip, biraz büyüyüp yollara
düştüklerinde otobüslerde yerlerini bu nineler ve dedeler kuşağına veriyorlar.
Öte yandan, ihtiyarlığı Hulusi
Kentmen ve Adile Naşit’ten öğrenen çocuklar da eminiz “buyurun teyzecim, siz
oturun” diyorlardır.
Ama “ihtiyarlığı sizden öğrenecek
değiliz” kibriyle Münir Özkul’un Yaşar Usta’sının, Adile Naşit’in hamam
sahnesinin bile sansürlendiği zamanlardan geçtiğimiz de aşikar.
İhtiyarlığın kuş kadar emekli
maaşıyla tadının kaçırıldığı, hayattan neredeyse kapı dışarı edildiği şu
günlerde, ninelerine ve dedelerine yetişemeyen çocuklar için, Bayan Gage
anımsanacak bir kahraman olarak kalabilir.
Bayan Gage sayesinde ihtiyarlık;
kırışıklar, sarkan ve öne doğru uzayan bir çene, tizleşen sesler değil hayata
karışan, yaşayan bir kuşak haline bürünüp, papağanlarla ahbap olmayı, çocukların
anlam evrenine yerleştirebilir.
Bitirirken söylemezsek olmaz; Woolf,
neden kadınlara kendine ait bir oda gerektiğini ama çoğu kez de sahip
olamadıklarını izah etmişti. Biz de eklemeden geçmeyelim, çocukların da kendine
ait bir odaları olmalı ve neden olamadığını biliyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder