Çocuk Kitaplığı

Çocuk Kitaplığı

25 Eylül 2013 Çarşamba

Barış, Hayallerimiz Kadar Gerçek

Ay’a Tırmanan Çocuk


Resimleyen: Polly Dunbar

Çeviren: Mine Kazmaoğlu
Günışığı Kitaplığı, 3. Basım, 2012
8 yaş +

Selin Çoruh

Küçük Paul’un hikayesi; güzelliklere ulaşmak için hayallerimize doğru uzanmanın yeterli olduğunu ve bunu yapabilmek için de birazcık hayal gücüne, cesarete ve en önemlisi dayanışmaya ihtiyaç duyduğumuzu anlatıyor. Savaşı isteyenlere inat biz barışı ve güzellikleri hayal edelim, çünkü hayallerimize bomba işlemiyor.

Ay’a tırmanan çocuk, savaşın sıcak bir gündem olduğu şu günlerde savaşı bir seçenek olarak bile düşünmemiş Paul’un bir günlük büyük macerasını anlatıyor bize. “Sosis yemek savaşa gitmekten çok daha iyidir” iddiasının sahibi kahramanımız Paul, çok katlı, yüksek bir apartmanın bodrum katındaki evinde yalnız başına ne yapacağını bilmez otururken, aklına birden gökyüzüne dokunmak gibi parlak bir fikir gelir. Bunu gerçekleştirmek için apartmanın en üst katına çıkması gerekmektedir ve evde bulunan annesi ile babasından habersiz dışarı fırlar. Paul binanın üst katlarına doğru tırmandığı bu yolculuğu sırasında apartman sakinleri krosçu Harry, kırmızı paltolu Clara ve onun kırmızı paltolu kanişi Clarence’le karşılaşır. En üst kata çıktığında ise ressam Mabel’in ikiz kardeşi olduğunu iddia eden Molly ile tanışır. Bu esnada Paul’un annesi ve babası meraklanmış bir şekilde peşinden içeri girerler ve Molly ile sohbete dahil olurlar.



Molly, Paul’ün ne kadar ilginç fikirleri olduğunu fark etmiştir. Bu açıdan benzettiği eski bir asker olan Başbelasışeyi Savaşı'na katılmış kardeşi Benjamin’le tanıştırmak için Paul’u ve ailesini Benjamin’in yanına götürür. Paul, Ay’ın katı bir cisim değil aslında bir delik olduğunu düşünmektedir ve Benjamin de bu fikri paylaşmaktadır. Öyle ki; savaştayken tepesinde uçan bir uçağın, tam bulunduğu yere bomba atacağı sırada  Ay’ın içindeki deliğe girdiğini söyler. Savaştan beri hiç dışarı çıkmamış Benjamin bunu kanıtlamak için Ay’a doğru tırmanmaları gerektiğini söyler. Kahramanlarımızın Ay’a ulaşması için ihtiyacı olan tek şey bir merdivendir. Apartman sakinlerinin de yardımıyla yukarı taşıdıkları merdivene tırmanan Paul Ay’a ulaşır. Elini uzattığındaysa heyecanla haklı olduğunu fark eder çünkü Ay katı bir cisim değildir, gerçekten de parlak ışıklı ve büyük bir deliktir.


Hayallerimiz merdivenin ucunda

Gökyüzüne dokunma isteğiyle hayal gücümüzde açtığı küçük deliği, hikaye ilerledikçe bütün güzellikleri içinde var eden Ay büyüklüğündeki bir delik kadar büyütüyor Paul. En kötü savaşların en korkunç hatıraları burada siliniyor, çünkü bombaları burada barındırmıyorlar. Bombalar uzay boşluğuna gönderilince, savaşta bombaları atanlar bile iyi, nazik insanlar olarak yaşamlarını sürdürüyorlar. Bir sonraki hedef ise Venüs! 
“Ama daha yeni geldin; hem o aptal Benjamin’in sandığından çok daha fazla zamanın var. Haydi. Hayatında bir kere de cesur ol.” diyor Ay’ın içinde yaşayan Fortuna. Paul Fortuna’yla binbir çeşit objeyi, kaybolan helikopterleri, astronotları, hatta tarih öncesi uçan dinazorları keşfediyor Ay’ın içindeki gezintisinde.
Küçük Paul’un hikayesi; güzelliklere ulaşmak için hayallerimize doğru uzanmanın yeterli olduğunu ve bunu yapabilmek için de birazcık hayal gücüne, cesarete ve en önemlisi dayanışmaya ihtiyaç duyduğumuzu anlatıyor. Savaşı isteyenlere inat biz barışı ve güzellikleri hayal edelim, çünkü hayallerimize bomba işlemiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder